DİĞER
“Tomris Uyar’ı ona şiir ithaf eden şairlerden dolayı sevmek, Leyla Erbil’e Ahmed Arif’in aşkı ve mektuplarından dolayı hayranlık duymak, defalarca tekzip edilmesine karşın Hasan Ali Toptaş’ı 'Çocuk TV izliyordu, haczetmemek için istifa etti' efsanesinden dolayı saymak, Nilgün Marmara’yı severken intiharı ve Sylvia Plath’la 'ruh ortaklığı'nı gündemde tutmak…”
Gönüllü karantina günlerinde eve kapanmışken, hem yaptığı seyahatler hem de seyahatin kendisi hakkında düşüneduran Osman Tümay, eskiden uzak diyarlarda gezer ya da İstanbul sokaklarında gezinirken çekmiş olduğu fotoğraflar eşliğinde, edebiyatın içinde, seyahatnamelerin arasında dolaşıyor…
Neo-liberal kapitalizm ve dijital çağın narsisizmi bütün aşk ilişkilerini erozyona uğratıyor, "aynılık cehennemi"ne yol açıyor...
Bugün hâlâ düşünce hayatı diye bir şey var olacaksa, fikir geliştirmeye devam edilecekse, "gerçekliğin diktatörlüğü"ne boyun eğmemek, '68 sloganına sadık kalmak gerekecektir: İmkânsızı iste!
Tarih boyunca gerçeğin peşinde koşturularak geçen upuzun ve darmadağınık süreçlerden sonra artık, gerçek kavramının oldukça kalabalık, eksikli, oynak, kaypak ve puslu bir kavram olduğunu biliyoruz...
Alain Badiou, Platon’un Devleti’ndeki kritik müdahalesini Gerçek Yaşam’da da yineler: İnsanlık tarihi boyunca adı her fırsatta silinmiş olan kızları sahneye çağırır
Ahmet Hamdi Tanpınar, Dünyanın Bütün Sabahları filminin sinema dilinde bir özellik bulmazdı sanırım, ama musikiyi bastırmaya çalışmamasından memnun olurdu...
İyimser Olmayan Umut, okura umuda dair bir perspektif sunarken, çok katmanlı bir temaya yönelir ve felsefe, edebiyat, tarih ve popüler kültüre dokunan bir düzlemde umut kavramını üzerinden ele alır
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık